Anayasa Mahkemesi Can Atalay kararının gerekçesini açıkladı
Yargıtay, Seyahat Parkı davasında 18 yıl hapis cezasına çarptırıldıktan sonra 14 Mayıs’ta yapılan 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde milletvekili seçilen Atalay’ın bireysel başvurusunda “mahkum olma” hakkının bulunduğunu tespit etti. seçilme ve siyasi faaliyette bulunma” ile “kişi hürriyeti ve güvenliği” hakları ihlal edilmiştir. Ayrıca Atalay’a 50 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Yargıtay’dan yapılan açıklamada, Atalay’ın 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde milletvekili seçildiği ve yasama dokunulmazlığına sahip olduğuna dair herhangi bir şüphe bulunmadığı belirtildi.
Kararda, Atalay’ın yargılamasının devam ettiği ve durumunun Anayasa’nın 83. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen istisna kapsamında olduğu gerekçesiyle tutuklandığı, Atalay’ın yemin edemeyeceği belirtildi. TBMM’de milletvekili olarak görevini fiilen yerine getiremedi.
Bunun başvurucunun seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkına müdahale anlamına geldiği açıklanan kararda, Yargıtay’ın daha önce benzer davalarda hak ihlali kararı verdiği hatırlatıldı.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, Atalay’ın yasama dokunulmazlığından yararlanamayacağı kanaatine vardığı belirtilen gerekçede, “Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi içtihatlarına aykırı hareket etti. benzer ihlalleri önleme yükümlülüğünü yerine getirmiş, tam tersine başvurucunun Anayasa’nın parlamentoya verdiği anayasal haklarını kullanmıştır.” – Kısıtlayıcı bir şekilde yorumlayarak ihlal etmiştir.” tespiti yapıldı.
Anayasanın 14. Maddesindeki Durumlar
Anayasa’nın 83’üncü maddesinin ikinci fıkrasının gerekçesinde, “Seçim öncesinde 14’üncü maddede sayılan suçlardan birini işleyenler, soruşturma açılmış olması halinde madde hükümlerine göre dokunulmazlıktan yararlanamazlar” denildi. Milletvekili seçilmeden önce bu suçla ilgili soruşturma başlatıldı.” Şunun altı çizildi.
İlişkide, Anayasa koyucunun hangi suçların Anayasa’nın 14. maddesi kapsamına gireceğine ilişkin somut bir nitelendirme yapmadığı, bu nedenle “” ibaresinin yorumlanmasında farklı sonuçlara ulaşılabileceği belirtildi. Anayasa’nın 14. maddesinde yer alan durumlar”.
Yargıtay’ın Mustafa Balbay, Mehmet Haberal, Enis Berberoğlu ve Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında daha önce vermiş olduğu ihlal kararları kapsamında şu ifadelere yer verildi:
“Başvurucunun 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılan genel seçimlerde milletvekili seçildiği andan itibaren yasama dokunulmazlığından yararlanmaya başladığı açıktır – kesinlik ve öngörülebilirlik sağlayan, temel güvencelere sahip bir anayasal veya yasal düzenleme yapılmadığı sürece. Seçilme hakkını koruyan ve siyasi faaliyette bulunan. Bu durumda başvurucu tahliye talebine rağmen tutuklanıyor.” “Devamının Anayasa’nın 83. maddesine aykırı olduğu kabul edilmelidir.”
Yeniden yargılama kararı yerine getirilmeli
İlişkide, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararına dayanarak yeniden yargılama kararı vermesi durumunda mahkemenin yeniden yargılama nedeninin varlığını kabul etme konusunda takdir yetkisinin bulunmadığına dikkat çekilerek şu tespitlere yer verildi:
“Dolayısıyla böyle bir karar alan mahkemenin hukuki yükümlülüğü, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararı nedeniyle yeni yargılama kararı vererek devam eden ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için gerekli işlemleri yapmaktır. Anayasa Mahkemesine göre, ilk derece mahkemesi – ilgili usul kanunlarında düzenlenen yargılamanın yenilenmesi kurumundan farklı olarak, “Bu itibarla, tarafların başvurusunu beklemeksizin yargılamayı yürütmekle yükümlüdür.”
5 üye çoğunluk görüşüne katılmadı
Anayasa Mahkemesi’nin aldığı karara üyeler Muammer Topal, Yıldız Seferinoğlu, Basri Bağcı, İrfan Fidan ve Sayın İnce oy çokluğuyla ret oyu verdi.
Üyelerin muhalif oyunda, Anayasa Mahkemesi Ömer Faruk Gergerlioğlu kararına eklenen farklı ilişki ve Leyla İtimat kararı ekinde yer alan muhalif oyda ifade edilen görüşler çerçevesinde çoğunluk görüşüne katılmadıkları belirtildi. .